Son günlerin en tatlı atışması…
Masa dört köşeli mi olsun, yuvarlak mı?
Siz kendi ittifakınızın masasının “Dört köşeli” olduğunu ifade ediyorsunuz ama o “Dört köşeli” masanızın üç bacağı var…
AKP, MHP ve BBP… Üç de gizli bacağı…
Kaç köşeli olursa olsun, eğer bacağı üç tane ise, iki bacak arasına gelen kenarına baskı uyguladığında, masa devrilir ki, siz masa devirme konusunda deneyimlisiniz.
Beğenmediğiniz ve “Tek bacaklı” olduğunu ifade ettiğiniz yuvarlak masanın, eğer o tek bacağının tabanı geniş ve ağır ise, masanın hangi ucuna baskı uygularsanız uygulayın, dört köşeli masanız gibi birden bire devrilmez.
Fizik kuralıdır bunlar… Ve doğrudur da…
Aslında “Faiz sebep, enflasyon netice” gibi saçmalıkların peşine değil de bunlar gibi doğruların peşine düşmüş olup o “Dört köşeli” masanız oluşurken “Ben de bir Bacağım” diye yandan destek vermeseydiniz, belki de ülke bugün bu durumlara düşmeyecekti.
Bay Bahçeli… Bilmeniz gereken bir şey var…
Sizin siyasi misyonunuz (Göreviniz) doldu.
Artık siz, siyaset sahnesinin arka kulisindeki depoda, miadını doldurmuş aksesuar gibi bir köşede kalacak ve unutulacaksınız. Siyaset depolarında miadı geçmiş, artık kullanılmayan, unutulmuş o kadar siyasetçi var ki…
Bugüne kadarki siyaset yolculuğunuzda tarih sizi “Bozucu” olarak hatırlayacak, çünkü ülkeye tek faydalı bir işinizi göremedim ben şahsen…
Haftada bir gün gurup toplantılarınızda ellerinizle havayı tokatlayıp yüksek perdeden konuştunuz, milleti ve muhaliflerinizi tehdit ettiniz, hakaret ettiniz, milletin bir bölümünü “Zillet” diye tanımlayarak hor gördünüz, aşağıladınız.
Bir gün sizi gülerken görmedik…
Ama biz sizin “Bisküvi” diyemeyip “Püskevet” dediğinize çok güldük.
Rusya’nın üzerine yürümeye kalkıştığı devletin adını bile “Ukranya” olarak seslendiriyorsun. O devletin adı “Ukrana” be kardeşim…
Gitmişim, görmüşüm, yaşamışım oralarda, biliyorum be Bay Bahçeli…
Sen kalkmışsın, masanın şekli üzerinden akıl dışı siyaset yapmaya çalışıyorsun…
Allah aşkına ne yapmaya çalışıyorsunuz?
Masanın şekli mi önemli sizce, yoksa o masa etrafında toplanarak konuşulan ve üzerinde çalışılan memleket meseleleri mi?
Size de bizim gibi yapın, 28 Şubat 2022 tarihinde 6 lider biraraya gelecekler ve üzerinde akıl birliği, eylem birliği sağladıkları ve yazılı hale getirdikleri “Eylem planını” açıklayıp, altını da imzalayacaklar…
Bekleyin bi…
Biz bekliyoruz, belki diyeceklerimiz olacak, belki de altına biz de imzamızı atacağız…
Ha bak ben diyeyim size. Biz öyle düşünmeden tartmadan, araştırmadan, sonuçlarını görmeye çalışmadan önce karartıya imza atmayız. Bugüne kadar da hiç bu ilke dışında hiçbir şeye imza atmadık zaten.
Üzerinde düşün, millet adına neler yapılmak istendiğine bak, AKP’ye bi zahmet payandalık etme de, ona yan çıkma kaygısından sıyrılarak düşün ve kendi düşüncelerini ortaya apaçık koy.
Bir kez olsun siyasi çıkarlarını bir kenara bırak…
Bırak, eğer bu uğurda parti başkanlığın da gidecekse, gitsin be…
XXX
Bay Bahçeli’nin son dakika güldürmecesi…
Salı Günü yapılan gurup toplantısında, kürsüden bir karton çıkardı, büyükçe…
Üzerinde ilk gösterdiğinde “6” rakamı okunuyordu. Kendine göre millet ittifakındaki 6 genel başkan idi. Sonra kartonu ters çevirdi, karton üzerindeki rakam “9” oldu…
Bu gösteri, aslında Bay Bahçeli’nin zihniyetini apaçık ortaya koymaya yetiyordu çünkü… Her şeyi ters çevirmede üstüne yok…
XXX
Gelelim bu masaların dört köşelisinde bir “Ayak” olarak, yuvarlağının etrafında bir siyasi parti olarak HDP neden yok?
Öyle ya, o da TBMM çatısı altında, -şimdilik- legal bir parti gurubu olarak bulunuyor…
Ancak ve ne yazık ki PKK ile olan söylem birliği ve bağlarını bir türlü kopartıp “Evet, PKK terör örgütüdür” demedi, diyemiyor.
Onalar, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığından, bölünmez bütünlüğünden, cumhuriyetin ilkelerinden ve niteliklerinden, Ankara’nın başkent oluşundan, dilinin Türkçe olmasından ve Ayyıldızlı bayrağından yana her hangi bir itirazları olmadığını ortaya koyamıyorlar.
Ne diyorlar?
Anayasayı baştan yazalım ama bizim istediğimiz gibi olsun, belirteceğimiz bölge, “Özerk Kürt bölgesi” olsun, ayrı yönetilsin, ayrı ordusu olsun, ayrı meclisi olsun, ayrı hukuk sistemi olsun…
Yani… “Bize müsaade, biz şöyle bir ayrılalım, ayrışalım, vatanı bölelim” demeye getiriyorlar. Daha doğrusu amaç bu ama söyleyemiyorlar açıkça…
Lafı dolandırıyorlar “Halkların” diyorlar da kendilerini bu şekilde “Ayrı” yere koymaya çalışıyorlar.
Olur mu? Olmaz, olması mümkün değil, varsayamayız bile de hadi ki olacağı tuttu. Bre şaşkınlar, Türkiye’nin her türlü nimetlerinden yararlanırken nasıl tek başına ayakta duracaksın bi söylesene onu…
Legan parti sıfatınız ile Türkiye’nin partisi olur, saçma isteklerinizden vazgeçerseniz, elbette siz de bir masada olursunuz.
Yoksa ne köşeli ne de yuvarlak ne de bir başka geometrik şekilli masada olmanız mümkün değil.