EĞİTİM-İŞ Çaycuma Temsilcilik Başkanı Cem Atasun Bayraktar, Milli Eğitim Bakanlığının, bünyesinde eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında görev yapan öğretmenlere her yıl Eylül ayında ödediği “Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği”nin yetersiz kaldığını, ödeneğin en az 1 maaş tutarında ve bütün eğitim çalışanlarına ayrım yapılmaksızın ödenmesi gerektiğini belirtti.
Bayraktar’ın açıklaması şöyle;
“İktidarın etkisiz sendikasının, yaşanan ekonomik krizi öngörü yoksunluğundan dolayı bu yıl kamu çalışanları ve öğretmenler enflasyon oranının çok altında zam aldılar. Bu arada toplu sözleşme masasındaki başka birçok talep de yandaş sendikanın hafızası nedeniyle unutuldu. Bunlardan biri de eğitim yılı başlarında öğretmenlere ödenen eğitim öğretime hazırlık ödeneğidir.
Bilindiği üzere, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun Ek 32. maddesi gereğince, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında görev yapan öğretmenlere her yıl Eylül ayında “Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği” verilmektedir.
Sözde toplu sözleşmede, eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği 2022 yılı için 1.325 TL, 2023 yılı için 1.400 TL olarak belirlenmiştir.
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında 1250 TL ödeme yapıldığı dikkate alındığında, 2022 yılında yapılan %6 oranında artış, öğretmenin eğitim-öğretime hazırlık ihtiyaçlarını hiçbir şekilde karşılayamayacak kadar düşük kalmıştır. Bugünkü enflasyon oranındaki artışa paralel olarak emekçinin reel ücretine, gelirine ve satın alma gücüne ilişkin yapılması gereken iyileştirmenin, hazırlık ödeneğindeki 75 TL’lik komik artışa karşılık gelmediği gün gibi ortadadır.
Eğitim-İş olarak ısrarla hükümetten ve Bakanlıktan eğitime hazırlık ödeneğinin 1 maaş tutarında ve bütün eğitim çalışanlarına ayrım yapılmaksızın ödenmesini talep ettik.
Yıllardır yalnızca öğretmenlerin yararlanmasına yönelik bir formül olarak uygulanan hazırlık ödeneği sistemi, eğitim sisteminin tüm eksiklerine rağmen yoğun emek harcayan ancak ödenek almayan eğitim çalışanlarına mağduriyet yaşatmakta, harcadıkları emeğin göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Bu da hem çalışma ortamlarında huzursuzluk yaratmakta, hem de eğitim ve öğretim hizmetlerinde yetersizliklere yol açmaktadır. Hazırlık ödeneğinin yardımcı hizmetler personelinden memuruna, teknik hizmetlerden, sözleşmeli personele, akademisyeninden idari personeline, kadar eğitim ve öğretim alanında çalışan herkese ödenmesi sağlanmalıdır.
Ünvan sınıflamasına giderek, emek ve fırsat eşitliğini ortadan kaldıran bu uygulama, ayrımcılıktan başka bir şey değildir.
Bugün iyi bir eğitim düzeyinin, işgücüne ve topluma katkısını yeterince anlayamamış olan iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim planlamasında fırsat eşitliğini, mali ve teknik yapılanmayı sağlamalı, verimlilik ve üretkenliğe yansıyacak ekonomik sorunlara ilişkin çözüm üretmelidir.
Eğitim-İş olarak, ödenek miktarının, yetersizliği göz önünde bulundurularak arttırılması ve bugüne kadar salt öğretmenlere sağlanan bu ödeneğin, tüm eğitim emekçilerine ödenmesini kapsayacak şekilde düzenlenmesi konusunda Bakanlığı, sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz.” (Ş.Dinç)