Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirilerde bulunan Meral Akşener, “Abdülhamid Han Osmanlı padişahı. O günün şartlarında oluşan demokrasi rüzgârlarının yansıması var. O tavır karşısında bir davranış biçimi var. Hürriyet ve İtilaf da var İttihat ve Terakki Cemiyeti de var. Bu bir istibdat sistemine karşı, istibdat rejimine karşı tekleşmeye tek adamlığa doğru giden bir sisteme karşı başkaldırıdır. Buranın öznesi eğer Abdülhamid ise bugünün öznesi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Onu söylemeye çalışıyorum.” demişti.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı, sözün içeriğindeki ince eleştiriyi bir kenara bıraktı, şöyle cevap verdi yine kendi üslubu içinde.
“Meral Hanım sen kim Abdülhamit’e dil uzatmak kim? O, 6’lı masada olanlardan 3 tanesi var ki bunlar Sultan Abdülhamid’e laf söyletmemişlerdi. Şimdi ne oldu da sus pus oldular. Bu millet ecdadına hakaret edenlere haddini bildirecektir.”
Birincisi Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Osmanlı bir hanedandır ve bizim ecdadımız değildir. Bunu bilmeniz gerekir.
Ayrıca biz, ecdadımızı kimdir çok iyi biliriz.
İsterseniz siz de şecerenizi bir dökün ortaya, sizin ecdadınız da kim, biz de bilelim…
Eğer soyunuz Osmanlı Hanedanlığına uzanıyorsa, iyice bir oturup düşünmeniz gerekir. Çünkü Osmanlı şehzadelerinin çoğunun anası Türk değil idi…
Sultan II. Abdulhamit Han’ın öz annesi Tirimüjgan Kadınefendi’nin Ermeni asıllı olduğu söylende se bazı kaynaklar, Çerkez asıllı olduğunu yazar…
Ancak Ayşe Osmanoğlu, hatıratında babasının saraydaki cariyeler hakkında “Bunlar da Çerkez’dir. Bizim validenin soyundan…” dediği de bilinir…
Eğer siz Abdülhamid Han’a dil uzatanları, kendinize “Ecdat” olarak gördüğünüz Osmanlı hanedanı adına had bildirmeye kalkışırsanız, biz de size Atatürk’e dil uzattığınız, yok saydığınız, adını silmeye çalıştığınız, kurduğu cumhuriyet rejimini değiştirme çabalarınız nedeniyle had bildirme hakkımız doğar.
Ayrıca Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizim ecdadımız değil. Bu devleti kuran “Asrın lideri” sıfatındaki soydaşımız olan bir kişi…
Saygı gösterilmeyi hak eden bir kişi.
Ancak biz MİLLET OLARAK “Had bildirme” eylemini laf ile değil de demokratik usuller içinde, önümüze gelecek sandığa atacağımız oylarımız ile yaparız.
Ancak siz, maşallah her önünüze gelene had bildirmeye kalkışıyorsunuz, sizden güç alan bazıları da kendilerini bir şey sanıp konuşmaya çalışıyorlar.
XXX
Siyasi tartışma bu şekilde sürerken, araya bir parazit girdi…
Kendisini “İkinci Abdülhamid’in torunu” olarak tanıtan ve adının Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu olarak bilinen, daha doğrusu kendini öyle tanıta, daha önce de bazı çıkışlarında da olduğu gibin beyni sulanmış olduğunu bir kez daha gösteren kişi sosyal medya hesabından İYİ Parti lideri Meral Akşener hakkında birden bire cesaret bulup konuştu.
Osmanoğlu denilen bu sulu beyinli bozuntu, Meral Akşener’in Abdülhamid Han hakkında söylediği sözlere sözüm ona, söz gelimi, güya tepki göstererek “Evlad-ı Osmanlı olarak diyorum ki biz geriye dönersek siz deliye dönersiniz” dedi.
Sen kimsin bu bir…
Senin hanedanını biz ülke dışına gönderdik, sen onların kırıntısısın, bu devlet de senin babanın devleti değil ki nereye geliyorsun?
Hadi gelmişsin madem, göster gücünü de kim deliye dönüyor bir görelim. Gerçi seni ciddiye almak bile doğru bir iş değil ama bir de cevabımız olur ki, arada bir sesini çıkarmasını engellemek için.
Bu söze benim cevabım ancak şu olur…
Höst, bas geri…
XXX
Abdülhamid’den söz açılmışken…
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ne yazık ki tarih bilgisi hiç olmadığı gibi, konuşmalarını hazırlayanlar ya bilgisiz ya da kasti olarak yanlış bilgi verip konuşturuyorlar.
Bir defa bilinmesi gereken şey şu; Abdülhamid dönemi tarihe “İstibdat dönemi” geçmiştir.
Neden “İstibdat dönemi” olarak tarihe geçtiğini da gerekirse uzun uzun yazarız da, merak eden açıp biraz tarih okusun, tarih bilgisine sahip olsun. Cahil kalmasınlar…
Yine Erdoğan’ın sık sık dile getirdiği “Abdülhamid döneminde hiç toprak kaybedilmedi” iddiası da gereçleri yansıtmıyor.
Abdülhamid, 33 yıl hüküm sürdü…
Bu dönemde; Osmanlı İmparatorluğu, yani 2. Abdülhamid’in 33 yıllık idaresi süresinde Tunus, Girit, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek, Niş, Teselya, Kars, Batum, Ardahan’ı kaybetmiştir.
Ondan sonra gelenler de Anadolu’nun tamamını kaybetmelerini ramak kalmışken, Millet Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde şaha kalkmış ve Anadolu’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmayı başarmıştır…
Anadolu’da kurulan devleti, Osmanlı Devletinin devamı olarak görmek demek, Osmanlı’ya özenmeye kalkmak, bu vatanın her karış toprağını kanı ile sulayan, bayrağına kanı ile rengini veren şehitlerimize en azından hakarettir.
Atatürk’e karşı olan saygısızlığı bir kenara koyuyoruz.
O düşünceye karşı düşüncemiz zaten nettir.
Adını da, ilkelerini de, devrimlerini de silmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
XXX
Bir de izninizle şu konuya bir kez saha açıklık getirmek istiyorum…
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletin en az yüzde 50’si için güzel sözler söylemiyor. Çünkü bu yüzde 50, Erdoğan’ın ve partisinin muhalifi.
Geriye kalan yüzde 50’nin ise gelecek seçimde kendine oy verip vermeyeceği de malum değil.
Ama şu “Had bildirme” ve “Tokat atma” konusu var ya gündemde…
Gerçekten kendine güveni olan ve “Had bildirip” ve de “Tokat atacak” gücü olan, bugünün koşulları içinde yönetilemeyen ülkede, milletin önüne cesaretle sandığı getirir koyar ki…
Kim kime “Had” bildiriyor, kim kime “Tokat aşksediyor” görülmesi gerekir.