Ülkede hemen her kesimden, bu iktidara ve söylemlerinden ötürü de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı memnuniyetsizlik ifadeleri artık alenen konuşulur oldu.
Ama, fakat, lâkin…
İşte bu savımızı söyledikten sonra, bu üç kelimeden biri ile başlayan cümleleri de kurmadan yapamıyoruz…
Neden?
Düşünme yeteneğimizi m yitirdik?
Belki de…
Oysa görünen köy kılavuz istemez hesabı, iktidar, yelkenleri şişirmiş, tehlikeli sulara yelken açıyor…
Neler mi yapıyor?
Çok önemli bir konu ki, ifade etmeden, “ama”sız, “fakat”sız ve de “lakin”siz söylemek gerekir ki, seçim gündeme geldiğinde ve tarih kesinleşip de adaylar açıklandığında, iktidar her halde bel altı çalışmaya başlayacak.
Millet, yaşadığı ekonomik sorunları bir kenara bırakacak, özellikle iktidarın, muhalefet adayı üzerinde olumsuz ve hatta hakarete varan konuşmalarına kulak verecek.
Ya da olanca yanlış bilgilerle donatılacak ve bir kısım seçmen, bunlara inanacak, iktidarın yeniden iktidarda kalmasına, ekonominin bu kez belki de dip yapıp, ülkeyi iflasa sürükleyeceği ortadayken…
Birinci tehlikeli suların adresi, insanları etnik ve inanç kimliği üzerinden siyaset yapmak…
Adayları ele alacaklar, hem kimlikleri hem de inançları üzerinden vuracaklar. Bir milletvekilinin bu yöndeki sözünü, özür dilemesine rağmen duyduk
Edep, adap ve ahlak sınırları zorlanacak, hakaretler havada uçuşacak, millet bu davranışta başarılı olandan yana mı olacak?
Bu da endişe duyduğumuz konu…
Bir başka tehlikeli suların konumu, millete uydurma ve yanlış bilgilerin verilmesine devam edilmesi.
Örneğin, şimdiden adaylığını (!) açıklayan Erdoğan, yine Ankara Esenboğa Havaalanının kendileri tarafından yapıldığını meydanlarda ifade etti.
Acaba 2006 yılında TAV tarafından yapılan yeni terminal binasından önce, Ankara’ya gelen uçaklar, Leylekler gibi elektrik direklerinin üzerine mi iniyorlardı?
Ankara Esenboğa havalimanı, 1955 yılında hizmete girdiğinden, Erdoğan’a o sözü söyletenlerin haberi yok galiba.
Evet, havalimanlarında terminal binası önemli ama, öncelikle pistin olması gerekir ki, uçak inebilsin. O pistler de 1955 yılında hizmete girdi. Ayrıca, Esenboğa’dan önce Etimesgut Havaalanından söz etmiyoruz bile, onun tarihçesi ise 1900’lu yılların başına kadar gider…
En son söylediği ise daha da ilginç…
Van’daki “Gençlerle buluşma” toplantısında; “Biz bu ülkede iktidara yürürken seçme ve seçilme yaşı 30’du. Öyle aldık. 30’da aldığımız seçme ve seçilme yaşını önce 25’e sonra 18’e kim indirdi? Biz indirdik”
Dedi…
Ancak tarihi gerçek şu…
1934 yılında seçilme yaşı 30’da tutularak seçme yaşı 22’e çekilmişti. 1961’de 21, 1987’de ise 20 olarak belirlenen seçme yaşı 1995 yılında 18’e indirilmişti. Bu süreçte 30 olarak belirlenen seçilme yaşı ise 2006 yılında 25’e, 2017 yılında ise 18’e indirilmişti.
Yani seçme ve seçilme yaşlarının 18’e indirilmesi, aynı zamanda olmamıştı.
Diğer yandan…
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, ekonomiyi ne zaman düzelteceklerine, ya da düzeltmeye başlaya bileceklerine dair tarih de verdi…
“2023 Şubat ve Mart aylarından itibaren bu sorunları önemli ölçüde geride bırakacağız” diyerek ileri bir tarihe atmış oldu ki, bu da ülkeyi seçim ekonomisi ile daha da geriye götüre bileceklerinin ifadesi oluyor…
XXX
Geçen sosyal medya hesabımda bir paylaşım yaptım.
Evdeki büyük pirinç havanın fotoğrafını buldum, “Havanı buldum, şimdi içine su koyup işe koyulacağım” dedim.
Çok ilgi gördü…
Bu yazı da havanın içindeki su gibi…
Anlattıklarımız ile havanda su mu döveceğiz, yoksa bir işe yarayacak mı, göreceğiz…