Ülkemizin çocuklarına cumhuriyet kurulduktan sonra, Andın anlamı doğrul tusunda içeriği gibi olma ve ülkemizi uygarlıkların en üst düzeyine çıkarma gücün de olma sevdasını artırmak için yazılmış bu AND, yüz yıl sonra bazı siyasilere saç ma veya yetersiz gelebilir.
Rahatsız olmalarının onlara göre önemli nedenleri arasında Türk, Atatürk adı ve özdeyişidir. Arkadaş, vatanımız içinde yaşayan toplumumuz da çok renkte etnik kö kenli halklar var. Çok inançlı bir durumdayız. Hepimiz ne Türk ne de Müslümanız. Bu gerçeklik görmezden gelinemez, yadsımak olmaz. Öyle olmasını istemek çağımız yaşamında ve ülkemizde olanaksız.
Bu ANDIN düşünüldüğü, yazıldığı yıllarda bu amaç hedeflenmiştir, olabilir.
Atatürk’ün açtığı yolda yürümek ki hala daha geçerliliğini korumaktadır. Türküm sözcüğü ırkçılıkla öğünme çağrışımı, ırkçı milliyetçilik çağrıştırdığı deniliyorsa; Türk milliyetçiliği çizgili siyaset de Atatürk milliyetçiliği ile örtüşmez ve de örtüş müyor. Bunlar, o günlerde önemli imiş, olabilir. Yenileştirilebilir mi? Evet. Ancak gereksizdir diye çocuklarımıza eğitimi için, öğretilmesi için engellenmesi, ülke mi zin geleceğinin yüceltilmesini engellemektir bence. Çocuklarımızın öğrenme gücü nü, hevesini kırmaktır. Ülke, cumhuriyet aşkı ve sevgisini unutturmaktır.
Çocuklarımızın geleceğine bir güzel ahlaklı insan olma modeli koymamız milli bir görevdir. Eğitimimizin amacı çocuklara salt kendin için öğren diye değil, Ken di ne, ailene, çevrene, topluma, insanlığa yararlı insan olmasını sağlamaktır diye özet lenebilir. Nitelikli bilimsel akılcı eğitim ile eğitilmiş insanlar ülkelerinin kal kın ma sına insanlığa yararlı olabilir.
Bu bakış açısı ile bakıldığında ANDIMIZ da; Çağımız bilim bilgi çağıdır. Irk, renk, inanç, etnik köken, farklılıkları zengini ülkemiz, halklarımız bu ortaçağ anla yışı, yaklaşımları terk etmelidir. Irkçılığı çağrıştıran milliyetçilikte anlamını yitir miştir. İnsanlığın doğal olgusu, oluşumu yaratılışı İNSANDIR cinsidir arkadaş. İnsa nın canlı olarak en önde ki düşüncesi; yaşamak, doymak için üretmek, üremek ve sevgi aşk ile sonsuzluğa yürümektir. Bu duygular ırk, renk, din, etnik köken, hatta vatan tanıyor mu? Bu bilgi çağında, ışığında akıl, bilim, adalet, güzel ahlak, çalış kanlık, üretmek ile örülü eğitimin iş içinde öğretilerek bu sevda ile donatılmalı ço cuklarımız… Andımız da bu amaç için hazırlanmış o yıllarda. Çünkü toplumumuz çağdaşı ileri toplumların üç yüz yıl gerisinde bırakılmışız o yıllar göre…
Andımız içeriğindeki “ Ne mutlu Türküm diyene!” Ata’nın özdeyişidir. Cumhuriyetin ilk yıllarının ulus bütünlüğü olma düşüncesidir. Bu özdeyişteki sesleniş; çeşitliliğimizdeki insanlarımızadır. Kürt, Laz, Arap acem Rus kökenli ola bilirsin. Bu kutsalımız vatanda yaşıyorken, mutluluk için, Türküm dense, de nirse ne değişecek? İnsan oluşun değişecek mi? Çağımız dünyasında bu duygular geçer liliğini yitirmiştir. Dünya, Bilgi Çağı’nın teknolojisinde, çılgın bir ilerleme yarışın da dır. Ülkemiz de, barış içinde kardeşçe yaşam için, sevgi özgür düşünce içinde üre me, üretme, yarın endişesi olmadan çalışma, adalet ve güzel ahlak ölçüleri ile eği tilmiş örgülü ilerleme yarışını kazanmalıdır. Dış odaklı bölücü, eskimiş fikir ve dü şünceler kışkırtmalarıdır. O kışkırtanların çıkarına yarar. Ülkemizin zenginliklerine ve ülkemize göz dikenlerin, geride kalmasını isteyenlerin sinsi saldırısıdır.
Andımızın gerekliliği samimi siyasi anlayış ile rahatsız edici sözcük ve de yişler ortak akıl ile yenileşebilir, yazılabilir uyarısı yapılmalıydı. Daha güzel olurdu düşüncede olarak; Çocuklarımız için, gelecekleri için, düzeltilmiş şekli ile okutulmalıydı. Eğitim, insanımıza geleceğine güvenli, güzel barış ile huzur verici yaşam sunmaktır akıl bilim ile. Benim emekli eğitimci birikimimce. Saygılarımla.